* Kaygı Doluyum!


Sadece 1 hafta içinde, en kaygılı halime büründüm.
Sabahları, huzurla çıktığım ve çocuğumu güvenle bıraktığım evimde artık beni bir "bilinmezlik" bekliyor.
20'li yaşlarımın en büyük derslerinden biri, insanlara duyduğum sonsuz inancın bana verdiği zararlardı, bunu anladığımı ve 30'lu yaşlarımı bu bilinçle yaşadığımı zannediyordum.
Aman ne büyük yanılgı!
Çocuk sahibi olmak, başka bir şeymiş.
Normal şartlarda eğilip bükülmeyeceğiniz anlarda bile bir süre sonra "ne yapalım, bu da böyle olsun" demeye başlıyorsunuz.
Sanırım şu anda hissettiğim kaygılarımın nedenlerinden biri de bu.
Hem bir bilinmezlik havası var, hem de bu bilinmezliğin getirdiği kırgınlığın dile getirilemeyişi var!

Bakıcımız, bizi bırakıyor.
8 ay boyunca ona , kendime güvendiğimden daha fazla güvenmiş olmamın getirdiği hisleri saymazsak, oğluma şimdi ne olacak onu merak ediyorum!

İnanmayacaksınız ama yaptığımız görüşmeler beni şaşkınlığa sevk ediyor.
Asgari ücretin üstünde bir maaş teklif etmemize rağmen, bakıcılar beş yıldızlı hizmet veren kreşlerle aynı fiyatları istiyor. Üstelik yemek bende, temizlik bende, ütü bende...

Kendi evinde çocuğu olduğu için , " kızımı bırakamıyorum, siz oğlunuzu bana getirin ama asgari ücret ve sigorta isterim" diyen mi, "cumartesi günleri temizliğe gidiyorum, sizinle çalışırsam cumartesileri 200 lira eksiye düşeceğim, 4 haftanın ederi olan 1000 lirayı da siz karşılayabilir misiniz?" diye soran mı, daha önce hiç bir işe girip çalışmadığı halde "kusura bakmayın maaş düşük" diyerek bizi horlayan mı... Ne isterseniz, hepsi var bizde!

Hayır, kreşe ver o zaman dediğinizi duyar gibiyim.
Ama kendime öyle kötü bir meslek seçmişim ki, haftanın 6 günü de çalışmak zorundayım ve saat 6'dan önce işten çıkamıyorum! Haliyle, kreşten sonra çocuğu kim karşılayacak , cumartesileri bu çocuğa kim bakacak belli değil..
Onun için de yarım gün birine bakayım desem, nerede bende o para!
İşi bıraksam bu kez biz nasıl geçineceğiz, geçinmeyi de geçtim 10 yıllık tazminatı kaybedeceğim...

Ee yabancı bakıcı da bir seçenek tabiki!
Ama bazılarının dili öyle kötü ki, konuşmayı bilmeyen bir çocuk için doğru bir seçenek mi emin değilim, bir de nasıl desem çoğu Rus ekolünden geldiği için daha otoriter ve daha soğuk davranıyorlar. İster istemez bunu da düşünüyorum.

Yani anlayacağınız;
Bu aralar bir ağacın altına oturup hüngür hüngür ağlamak istiyorum!

Keşke diyorum,
Bakıcımız biz onu ailemizden biri gibi görürken, "ben gidersem bu çocuğa ne olacak, pandemi zamanı bu insanlar kimi bulacak, 20 gün kala haber vermem yakışık alır mı? kızın annesi istanbul'da seyahat yasağı var ha deyince gelemez, Tuna'ya bakacak kişi acaba onu benim kadar sevebilecek mi?" diye sorsaydı kendine de , kasiyerlikten istifa eder gibi "ben gidiyorum" demeseydi.
Belki bir formül bulurdum, belki formül bulmak için vaktimi kullanırdım.

Bu şekilde kafası kopmuş kertenkele gibi bir o yana, bir bu yana saldırıyorum!

Çözüm bi yerlerde,
Göremesem de bi yerlerde!

Ama nerede?!

R.
Ankara, 2020


Yorumlar

Popüler Yayınlar