Neden Haruki Murakami ?

Biliyorum, onu sevmesi hiç kolay değil.
Uzun tasvirleri, bir espri bile yapamayan , yaşadığı şehirden umudu kalmayan kahramanları
ve..
acı acı ansızın çalan telefonları...
Bitmedi !
Hiçbir zaman güzel ya da çirkin değildir yarattığı kahramanlar. Sadece var'lardır. Biz nasıl hayal edersek öyledir bedenleri. Bazen ufak ufak yönlendirir zihnimizi ama hiçbir zaman bir fotoğraf koymaz önümüze.. Hatta bazen isimleri bile yoktur.
Her şey seksidir onun romanlarında. Pişen makarna (-ki 10 dakikada olur hep) , dolaptaki bira, hiç izlenmeyen televizyon ve hep dinlenen klasik müzik de seksidir mesela!
Düzen sever Murakami'nin 'insanları' ... Kirletmezler, dağıtmazlar, bozmazlar, yıkmazlar...
Hem bizim Dünya'mız'dan gelirler, hem de duvarın arka tarafındaki yerden gibidirler.
Başka bir zamanın, başka bir düzenin parçası gibi ilişirler sayfalara, seversiniz , aşık olursunuz.
Onu okuyan biri ' Bu adamın kadınlarla ne derdi var ya?!" der kendine.
Ama kitap bittiğinde derdin kadın olmadığı hemen çıkar ortaya..
Her şey ve herkes dakiktir. Kitaplarında bir kez zaman değişir, o da bütün kitabın akışını değiştirir.
Belki de bu yüzden,
Murakami'nin kahramanlarından biri olmak istiyorum her defasında..
Kuyunun dibine inmek , Dünya'nın sonunda tek boynuzlu atları izlemek, sahil kenarında denize bakarken oturmak, bir koyunun izinden bütün diyarlara gitmek... Ve daha nicesi.. Ama en çok da Haşlanmış harikalar diyarında, o adamla , o arabada, o şarkıyı dinleyerek sonu beklemek...
Murakami bu işte.
Anlamak için o olmak gerekiyor.
Herhangi bir yazar değil ve herhangi bir şeyi anlatmıyor.
Onu bir kere sevemezseniz bir daha hiç sevmezsiniz.
Ve onu bir kere severseniz, üzerine başka bir yazarı sevmenin ne kadar zor olduğunu anlarsınız.

Şimdi elimde son kitabı..
Az sonra , güzel bir yolculuğa başlayacağım.
Sizi de içinden bir bölüm ile şimdi yalnız bırakıyorum..
"Ben aşık oldum, Şüphe yok. Buz soğuktur, gül kırmızı. Ve bu aşk beni sürükleyip bir yerlere götürmeye çalışıyor ; öyle güçlü bir akıntı ki ondan kendimi korumam neredeyse olanaksız. Ama artık dönüş yok. Kendimi bu akıntıya bırakmak dışında bir şey yapamam. Yanıp kül olsam da, yok olup gitsem de " ....

Yorumlar
Yorum Gönder